ABD’de Sürdürülebilirlik Politikalarında Yön Değişikliği

Küresel ısınmanın etkileriyle birlikte dünya genelinde önemi giderek artan sürdürülebilirlik, Trump yönetimi döneminde ABD’de ciddi bir darbe aldı. Öyle ki, artık “ABD bu işte yok” demek neredeyse yerinde bir tespit.

Alınan kararlarla birlikte, araç alım teşviklerinden ev tipi güneş panellerine kadar pek çok sürdürülebilirlik teşviki kaldırıldı. En dikkat çekici adımlardan biri ise, elektrikli araç üretmeyen otomobil üreticilerine uygulanan cezaların (CAFE standartları) tamamen kaldırılması oldu. Bu cezalar, özellikle Tesla için önemli bir gelir kaynağıydı.

Elektrikli araç alımında sağlanan vergi desteğinin kaldırılması, Tesla dahil tüm markaları etkileyecek; ancak Tesla’nın bu durumdan en az etkilenecek şirketlerden biri olacağı öngörülüyor. Buna karşın, diğer otomobil üreticileri büyük ihtimalle Amerika’da elektrikli araç üretiminden yavaş yavaş çekilmeye başlayacak.

Amerika, farklı emisyon standartları ve büyük araç tercihleri nedeniyle uzun süredir küresel otomobil ihracatında zorlanıyordu. Ancak Tesla, bir Amerikan markası olarak bu durumu tersine çevirdi; yalnızca araç ihraç etmekle kalmadı, aynı zamanda dünyanın farklı noktalarında fabrika yatırımları da yaptı. Yıllardır sürekli gerileyen Amerikan otomotiv markalarının düşüşünü Tesla durdurmuştu.

Şimdi ise ABD, kendi içinden çıkardığı bu başarı hikâyesine rağmen, altın yumurtlayan kazını kesiyor gibi görünüyor.

Petrol lobilerinin güçlü desteğini arkasına alan mevcut yönetim, sürdürülebilirlik karşıtı hamleleriyle kendi içinde büyük bir “zafer” kazandığını düşünebilir. Ancak bu lobi burada durmayacak; benzer uygulamaların dünya geneline yayılması için çaba gösterecektir.

Amerika’nın, ilerleyebileceği bir teknoloji alanında geriye düşmesi, ülke adına gerçekten büyük bir kayıp ve ciddi bir dramatik dönüşüm anlamına gelebilir.