Çin’in Elektrikli Araç İlerlemesi Küresel Dengeleri Zorluyor
- Hakan Doğu
- 23 Haz
- 1 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 2 gün önce
Çin merkezli elektrikli araç (EV) üreticilerinin küresel pazarlardaki yükselişi, birçok ülkede yerli otomotiv sanayisini baskı altına almaya başladı. Özellikle BYD gibi markaların agresif satış stratejileri, bazı pazarlarda önemli kırılmalara yol açıyor.
Sadece 2025 yılı içerisinde BYD’nin Brezilya’ya 22.000’den fazla elektrikli araç satışı gerçekleştirmesi, Çinli markaların bu pazardaki payını %80’in üzerine çıkardı. Bu durum, Brezilya’daki yerli üreticiler için ciddi bir rekabet baskısı anlamına geliyor. Yerel sanayi temsilcileri, istihdam kayıpları ve yerli yatırımların geri çekilmesi riskine karşı yetkilileri uyarıyor.
Benzer bir tablo Avrupa’da da gözleniyor. Çin’in düşük maliyetli ve yüksek hacimli üretimi, Avrupa otomotiv endüstrisini koruma arayışına itti. Bu çerçevede Brüksel, Çin yapımı elektrikli araçlara yönelik gümrük tarifeleri planlıyor. Ancak Pekin, bu tarifelere karşı Türkiye’nin de uyguladığı "asgari ihracat fiyatı" modelini teklif ederek, Brüksel’i bu yönteme ikna etmeye çalışıyor.
Bu öneri kabul görürse, sadece Avrupa Birliği için değil, küresel otomotiv sektörü açısından da önemli bir politika değişikliği gündeme gelebilir. Çin’in elinde tuttuğu nadir toprak elementleri ve diğer stratejik ürünler, müzakerelerde baskı unsuru olarak masaya sürülmüş durumda.
Gelişmeler ışığında şu kritik sorular öne çıkıyor:
Brezilya ve Avrupa, yerli otomotiv sanayilerini bu küresel rekabete karşı nasıl koruyacak?
Çin’in nadir toprak elementlerini bir pazarlık kartı olarak kullanması, müzakere süreçlerini nasıl etkileyecek?
Çin'in düşük maliyetli üretimi karşısında, diğer ülkeler rekabet avantajlarını nasıl şekillendirecek?
Elektrikli araç rekabeti artık sadece ekonomik bir mesele olmanın ötesine geçerek, teknoloji, istihdam ve ulusal egemenlik boyutlarını da içeren stratejik bir konu haline geldi.
Her geçen gün daha da netleşiyor: Otomotiv, yalnızca otomotiv işi değil.
Kommentare